Geçmişten Geleceğe Mücadele: Elektrikli Otomobil
Geçmişten Geleceğe Mücadele: Elektrikli Otomobil

Yüzyıllık Bilgi Birikimi 

Elektrikli otomobiller ile fosil yakıtlı otomobillerin rekabeti yalnızca 20. yüzyıla dayanmıyor. İlk otomobil örnekleri 1800'lü yıllarda geliştirilse de sanayi, üretim ve makineleşme alanlarında yaşanan eksiklikler ve sermaye yetersizlikleri yüzünden seri üretim ancak 20. yüzyılda başlayabildi. Örneğin, 1900 yılında ABD'de satılan toplam 4200 otomobilin 1681'i buharlı, 1575'i elektrikli, 936'sı ise içten yanmalıydı. 1917 yılına gelindiğinde ise bu durum çoktan tersine dönmüştü. Trafikteki ortalama 50.000 elektrikli araca karşı 3.5 milyon fosil yakıtlı araç üretilmişti. Buharlı otomobil üretimine ise tamamen son verilmişti. Elektrikli otomobiller o yıllarda günlük ihtiyacı karşılayabilecek düzeydeydi. Üstelik hem daha güçlü hem  de fren sistemleri daha güvenliydi. Bunun yanı sıra yüksek torku sayesinde ağır yükler taşıyabiliyordu.  Öte yandan ise yalnızca 60 km menzile sahip elektrikli araçlar şehirler arası yollarda kullanılamıyordu. O dönemde içten yanmalı motorlar büyük ilerleme kaydetmiş ve şehirler arası yolculuklarda kullanılabiliyordu. Üstelik elektrikli araçlarda kullanılabilecek olan kurşun aküler çok pahalı ve hemen kullanılamaz hale geliyordu. Bu yüzden o dönemdeki otomobil kullanıcıları içten yanmalı motorları tercih etti ve bu yüzden de elektrikli otomobiller uzun süre hatırlanmadı. Elektrikli otomobilleri tarihe gömen uzun mesafe sorunu ise bugün bile hala çözülebilmiş değil. 

1990 yılında ise ABD'nin Kaliforniya eyaletinde çıkarılan bir yasaya göre, bir kaç yıl içerisinde tüketicilere elektrikli araç sunmayan firmaların araç satışlarının durdurulmasına karar verildi. Bu sayede seri üretimi yapılan ilk araç EV 1 piyasaya sunulmuş oldu. Fakat bu durum pek de uzun sürmedi, petrol şirketlerinin çıkardığı zorluklar, yüksek maliyetler ile birleşince yasa tekrar kaldırılmak zorunda kaldı. Yıllar sonra General Motors'un CEO'su  üretimin durdurulmasının ve araçların piyasadan toplatılmasının yaptığı en büyük hata olduğunu ve pişmanlığını dile getirdi.

İlk Adım: TESLA

EV 1 başarısız olsa da otomobil kullanıcıları onu çok sevmişti. 2003 yılında tüm EV 1 modelleri piyasadan toplatılmıştı ama o yıllarda dönemin kalıplarını zorlayan firma Tesla kurulmuştu. Üstelik ticari bir zeka ve strateji ile 3 adımda pazarı domine etmeyi amaçlıyorlardı. 

  1. Pahalı ve Havalı bir araba üret.
  2. 1.adımdan elde edilen gelir ile orta-üst sınıf bir araba üret. 
  3. Herkesin alabileceği bir araba üret. 

Elbette 2003 yılında başlayan çalışma hemen sonuç vermedi ancak 2008 yılında ilk otomobil üretimini tamamlamıştı. Tesla Roadster 320 km menzili ve 0-100 km arası 3.7 sn süre ile elektrikli otomobil pazarında bir ilki başarmıştı. Lityum, Kobalt, Oksit bataryası, 280 Nm'lik  torku ve 200 km'ye kadar hız yapabilmesi sayesinde kısa zamanda 2500 adet satmayı başardı.  2010 yılında borsaya açılan Tesla en değerli ilk üç otomobil üreticisinin arasına girmeyi başardı. 2019 yılında ise toplamda 367.500 adet elektrikli araç sattı. 

Nasıl Çalışır?

Elektrikli araç denildiği zaman çoğu zaman Hibrit elektrikli araçlar kastedilir. Bu motor türünü içten yanmalı motorlardan elektrikli motorlara geçiş aşaması olarak düşünebilmek de mümkündür. Hibrit araç türlerinde şehir içi ve düşük hızlarda elektrikli motorlar kullanılırken yüksek hızlarda içten yanmalı motor devreye girer. Elektrikli motor bataryası ise bazı modellerde sarj edilebiliyorken bazı  modellerde dinamo aracılığıyla frenleme esnasında ya da  diğer motor yardımıyla sarj edilebilir.

Motor

Elektrikli otomobil motorları doğrudan akım veya alternatif akım olabilir fakat pillerde doğrudan akım kullanılır. Bu motorlar 96 V - 192 V akım aralığında çalışır ve gücü doğrudan etkiler. Alternatif akım araçlara kıyasla daha ucuz olsa da pillerin ısınma sürelerini kısaltır.  Alternatif akım motorlu araçlar bu yüzden daha çok tercih edilir ve frenleme sırasında enerji depolaması mümkündür. Bunun yanısıra, elektrik enerjisini %90 oranında harekete çeviren sistem sıfır emisyon oranı ile çevre için zararlı değildir. İçten yanmalı motorlar ise ortalama enerjisinin yalnızca %30'unu hareket enerjisine dönüştürebilmektedir. 

Pil

Bir elektrikli otomobilin belkide en önemli parçası bataryadır. Bu yüzden kalem pillerden oluşan binlerce ayrı pil bir araya getirilerek bir elektrikli otomobilin bataryası oluşturuluyor. Ancak bu bataryalardan alınan enerji miktarı tıpkı cep telefonlarında olduğu gibi zamanla düşüyor. İlk 50.000 km'yi %95 pil kapasitesi ile çalışarak tamamlayan batarya, 250.000 km'ye gelene kadar %90 pil kapasitesi seviyesine düşmüş oluyor. Bu durum aracın performansını ve tek batarya ile gidilebilecek mesafeyi ise  doğrudan etkiliyor.  Bunların yanı sıra tabana eşit döşenmiş piller sayesinde araçların ağırlık merkezi zemine yaklaşıyor ve bu da aracın yol tutuşunu etkiliyor. Hızlı sarj istasyonları kurularak elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması amaçlanmaktadır. Ancak bu istasyonlarda bataryalar %80'e kadar şarj edilebilmektedir çünkü bu sevideyen sonra beklenen süre kadar daha sarj etmek gerekmektedir.  Evinizdeki priz ile ise yaklaşık 8-10 saat aralığında aracınızı %80 sarj edebilirsiniz. Şarj hızı, ve sıklığı pil kullanım ömrünüzü doğrudan etkilemektedir. O yüzden evdeki prizler ile şarj etmek iyi bir fikir değildir. 

Enerji Kazanımlı Fren

Hızlanan araçların oluşturduğu kinetik enerji fren sırasında ısıya dönüştürülerek araç sisteminden dışarı atılıyordu fakat  elektrikli araçlarda oluşan enerji bir dinamo yardımı ile pilleri şarj ederken fren balata sistemine binen yükü de azaltır. Örneğin içten yanmalı motor kullanan bir araçta ortalama 50.000 km'de bir  değişmesi gereken fren balataları, elektrikli araçlarda 150.000 km'ye kadar kullanılabilir. 

Elektrikli Otomobil Dezavantajları 

  • Şarj süresinin uzun olması.
  • Tek şarj ile gidilebilecek mesafenin kısa olması. 
  • Uzun süre yüksek performansta kullanılamaz. 
  • Piller ağır olduğu için fren mesafesi uzar.
  • Yol tutuşu diğer araçlara göre daha düşüktür.
  • 15.000 - 20 .000 km de lastikleri değişmek zorunda kalır.
  • Eksik şarj ünitesi altyapısı.

Piyasadaki Elektrikli Araçlar

TOGG

2019 yılında lansmanı yapılan araç seri üretime geçildiği taktirde Türkiye'nin ilk yerli otomobili olacak. önümüzdeki 13 yıl içerisinde 22 milyar dolar yatırım planlanan araç yılda 175.000 adet üretilecek. Bu süreç içerisinde dünyada toplam 200 milyonun üzerinde elektrikli araç satışının gerçekleşeceği ön görülüyor. 

Tesla

Daha önce bahsedildiği gibi Tesla elektrikli araç piyasasında öncü konumda fakat henüz hayal edilen düzeyde değil. Örneğin,  Ford 2019 yılında 5.4 milyon araba satarken Tesla yalnızca 367.500 araç satabilmiştir. Öte yandan klasik otomobil üreticileri bir çok parçayı dış kaynak kullanırken Tesla araçlarındaki parçaların %80'i Tesla tarafından üretiliyor. Bunun yanı sıra araçlarını da bayiler üzerinden değil direk olarak kendi satıyor. Otonom sürüşün de öncüsü olan Tesla gelecek için heyecan verici. 

Elektrikli Araçların Fosil Yakıt Kullanan Araçlardan Farkı Nedir?

Her iki araç türü de potansiyel enerjilerini harekete çevirmek için tasarlanmışlardır. Elektrikli araçlar kinetik enerji yardımıyla seyir halindeyken bataryaları şarj eder. Ayrıca çok daha sessiz ve çevreye duyarlıdır. Dış tasarımına bakıldığında ise ciddi farklardan bahsetmek mümkün değildir. Elektrikli araçlar ihtiyaç duydukları enerjiyi bataryalardan alırken, diğer araçlar petrol ürünlerinden olan mazot, benzin veya LPG'den alır.  Bugün %2.5 pazar payı bulunan elektrikli otomobillerin gelecekte daha da yaygınlaşacağı düşünülmektedir.